prev next front |1 |2 |3 |4 |5 |6 |7 |8 |9 |10 |11 |12 |13 |14 |15 |16 |17 |18 |19 |20 |21 |22 |23 |24 |25 |26 |27 |28 |29 |30 |31 |review

Toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin vardığı son nokta silahlı çatışmalarda tecavüzün bir silah olarak sistematik kullanımıdır. Güney Afrika’da her 83 saniyede bir kadının ırzına geçildiği, Uganda’da 250 000 (1994) ve Bangladeş’de 200,000(1971) sivil kadın ve kızın ırzına geçildiği bilinmektedir. Bosna 1992-1995: 20000-50 000 Müslüman kadının tecavüze uğramıştır ve bu rakam müslüman kadın populasyonunun %1.2sidir.

Şiddet, kadınların üreme sağlığını da etkilemektedir. CYBH ve HIV/AIDS açısından  riski arttırmaktadır. Uganda’da 1994’te % 1 olan HIV prevalansı 1997’de %11e yükselmiştir. Bir çalışmada %17 HIV bulaşı bildirilmiştir. Şiddete dayalı cinsel ilişki kadınların genital sistemlerinde kronik pelvik ağrı, ağrılı ilişki yakınmaları ya da istenmeyen gebelikler  ile sonuçlanabilir. Bu durum, kadınlarda intihara varan ruhsal sorunlarla sonuçlanabilir. Bu sorunların sağlık sistemlerine yükü de artmaktadır. Amerika Birleşik Devletlerinde yapılan çalışmalarda tecavüze uğramış kadınların tedavi maliyetlerinin de aynı yıl içinde mağdur olmayanlara göre 2.5 kat fazla olduğu saptanmıştır. Şiddet mağduru kadınlar çoğu zaman, ancak gelişmiş olan ülkelerde sağlık sistemlerine başvurup, hizmet alabilirken, gelişmekte olan ülkelerin çoğunda ya hiç başvurmamakta, ya da yetersiz hizmet nedeniyle, yaşam boyu sürecek fiziksel ve psikolojik sağlık sorunlarını ile baş etmek zorunda kalmaktadırlar.